Zamanıma yazık olduğunu bile bile üşenmeden oturup Meral Akşener’in içeriği boş, bir o kadarda adeta çöp yığını olan tüm konuşmasını sonuna kadar dinledim. Madem politikaya soyunuyorsun insan birazcık kültürlü olur, hakkaniyetli olur, sosyal olur diye boş yere hayıflandım kendi kendime.
Akşener baştan beri boş birisi olduğunu bilmiş olsamda yeni kurdukları partinin başına geçecek insana, haliyle donanımına oy verecek insanlar mutlaka dikkat edecektir.
Birazcık vücut dilini okuyabilecek kapasitede iseniz kürsüde duruş ve davranışından tutunda kürsüyü kavrama hareketlerine varana kadar bir dizi istemsiz hareketlerini mercek altına alındığında bire bir Tansu Çillerden kopya çektiği davranış bilimi bize söylüyor. Meral Akşener ‘in kendine özgü bir davranış şeklini aradım ama bulamadım.
TAM TERSİNE BENCE TÜRKİYE’YE ÇOK KÖTÜ GELECEK.
Kurduğu cümlelere bakıyorum karşılıklarını sürekli milliyetçiliğe atıflar yaparak alt yapısında boş değerler taşıyan demodeleşmiş kelimeler salatası gibiydi adeta. Bir ırka gönderme yapan lümpen burjuvazinin argümanları bile Meral Akşener’in söylemlerinden daha bir kalibresi yüksektir.
Meral Akşener ‘de kalkınma projesi lafla yürüyen peynir gemisinden farksızdır bir o kadar da sıfırdır.
Adeta Tayyip Erdoğan’ı mumla aratacak bir geleceğe sahip gözüküyor.
Konuşması boyunca ne bir insan haklarından bahsetti nede bir işçinin yaşam standartlarından bahsetti. Yoksul halkın yüz yüze geldiği sorunların ne uzağından nede yakınından geçti. Utanmadan birde diyor ki Cumhurbaşkanlığına adayım…
CUMARTESİ ANNELERİNİN YÜREĞİNE ATEŞ DÜŞÜRENLER TÜRKİYE’YE İYİ GELMESİ NASIL MÜMKÜN OLABİLİR Kİ?
Tansu Çiller, Meral Akşener ve Mehmet Ağar döneminde yüzlerce insan buharlaştırıldı. Yani faili mechul cinayetlere kurban edildiler bu insanlar. Buharlaştırılan evlatlarının kemiklerini bulmaya bile razı gelebilecek onlarca annelerin yürekleri kan ağlarken gençliğinin baharında buharlaştırılan insanlardan sorumlu olanlardan bir tanesi üstelikte suçunu itraf ede ede siyasi bir parti kurup Türkiye’ye iyi geleceğini ileri sürüyor.
Hele hele böylesine siyasetçilerin eline bir kez masum insanların kanı sıçramışsa yaşamının baharında buharlaştırılan insanların ilahi adaleti hala sağlanamamışsa Cumartesi annelerinin yüreklerine nasıl ve kim su serpebilir ki?
Üstelikte faili mechul cinayetleri kabul eden ”kabulümdür” deyip itirafta bulunan Meral Akşener yargılanmadan temizlenmeden nasıl Türkiye’ye iyi gelebileceğini iddia edebilir ki?
Kafatasçı geleneğin sembollerinden Bahçeli bile şu satırlarla yapılanlara isyan edebiliyorsa varın gerisini siz anlayın demektir bu.
“Faili meçhul sözü hafife alınacak söz olarak görülmemeli. Türkiye’de bin 901 tane faili meçhul vardır. Bu kadar ciddi bir konuyu MHP’de değişim dönüşüm isteyen insanın ‘faili meçhuller kabulümdür’ dediği vakit, Beyoğlu- Galatasaray arasındaki Cumartesi Anneleri’ni, genel merkez önünde perşembeden perşembeye toplanan pazar alanını, perşembe hariç, Cumartesi Anneleri’nin kullanmasına müsaade etmek demektir. Bu olayı MHP’ye sıvamak demektir. Faili meçhullerle ilgili meseleleri bir başka yerden gerçek yapılardan alıp MHP üzerine yıkmak demektir. Bu sözlerin hesabı bir gün sorulur ve verilir.” Kaynak
Buharlaştırılan 901 insandan sonra en son kirli ellerini ne zaman yıkadığını insana sorarlar. Cumartesi anneleri de yağmur, çamur, kış, yaz demeden bitmek tükenmek bilmeyen enerjileriyle evlatlarının hasretinde bunu sormak için hep nöbette değil mi zaten?
Gelinen noktada Türkiye’de politikacı olmak demek, salt determinist açıdan değerlendirdiğimizde toplumsal gerçekçiliğimizin özünü nasıl yitirdiğimizi bize, her şeyden önce, vicdanının sesini yitirmiş olmayı, haksızlıkları, hırsızlıkları, göz göre göre hasır altına nasıl süpürdüğümüzü gösterir.
Bu özellikler Türk politikacısının en önemli kriterlerden birisidir. Bunun üst aşaması akıl sağlığıyla sorunlu kişiliklerin itibar budalalığında geldiği noktadır.
Cahilleşme metodolojisinin sosyolojisi bizim gibi balık hafızalı toplumlarda yeni yeni ”iyi partilerin” Türkiye’ye ”iyi geleceğini” iddia etmesinden geçer.
Ali Galip Sayılgan