Seçimlere çok az bir zaman kaldı, Türk halkı bir kez daha makarnacılar karşısında yeni bir alicengiz oyununa gelecek mi doğrusu çok merak ediyorum.
Aslında o kadar çok şey merak ediyorum ki bunları sırasıyla sıralasam her cümlemin sonunda mecburen ‘merak ediyorum’ tamlamasını kullanacağımdan dolayı sıralamıyorum.
Her şeyden önemlisi seçimler güven içinde yapılacak mı? En merak ettiğim şeylerin başında gelen bir konu…
Suça bulaşanların psikolojisinde, tarihin hiçbir döneminde kendi cennetini tıpış tıpış devredip, yargılanmayı göze alacağını, İnsanlık tarihi şahit olamadı.
Hırsızlıklarını bizzat suçüstü yapan Fetöcülerden arınmak için 15 Temmuz’u örgütleyip sahneye koyan Erdoğan’ın kendisidir. Binlerce kanıtın yanında en basit kanıtını size söyleyeyim. Eğer 15 Temmuz’u kendileri planlayıp uygulamaya koymasalardı yurdun dört bir tarafında minarelerden selâ verilemezdi. Selalar bir plan gereği yurdun dört bir yanında uygulama konulmuştur.
Cümle alem biliyor ki diploması olmayan cahil bir insan tarafından sahte diploma yoluyla Türkiye Cumhuriyeti’ni trolleyen bir şahsiyet olarak tarihe geçmiş bir şahsiyet konumundadır.
İşbirlikçi bir muhalefet sayesinde 20 yıldır bu ülkenin başına diplomasız bir şekilde nasıl musallat olduğunu, kralın çıplak olduğunu hepimiz biliyoruz.
Tayyip Erdoğan’ın gerçekte diploması olsaydı eğer, o diplomayı gözümüze kanırta kanırta bir milyon kez sokacağını herkes biliyor.
Bunu bilmeyen kim vardı dersek tabiiki saray işbirlikçisi muhalefet. Saray işbirlikçisi muhalefet hangi protokol karşılığında diploma konusunda suspus olup sessizliğe büründüğünü açıklamak zorundadır.
Yıllardır kaçak saray edebiyatı yapıp tıpış tıpış kendi ayaklarıyla saraya gidip kaçak sarayı meşrulaştıran saray işbirlikçisi muhalefet vebal altındadır.
Türk halkının alın terini doğmamış çocukların rızkını hortumlayarak dünyanın sayılı zenginleri arasına katılan Erdoğan, ailesi ile birlikte her türlü imtiyaz içinde sarayda beslenmeye devam ediyor.
Belediye başkanlığı döneminde ‘bir tek yüzükle siyasete girdiğini’ söyleyen Erdoğan, bu sözüne sadık kalamayıp servetinin kaynağını hiçbir zaman açıklayamayacak şüpheliler arasındadır.
Hayatında bir saat çalışmışlığı olmayan Bilal Erdoğan ve Kardeşi Burak Erdoğan, maalesef bugün milyonlarca dolara hükmeden döviz milyoneri konumunda.
Türkiye’yi soyup soğana çeviren AKP ve Erdoğan ailesi Türk halkının zenginliğini çalan kara bir leke olarak tarihe geçecek.
Kömürle, sosyal yardımla besledikleri cahil makarnacılar tarafından ülkenin düşürüldüğü bu durum karşısında vicdanları ne kadar sızlayacak, doğrusunu isterseniz sandıkta bunları da göreceğiz.
Doğrusunu isterseniz sürrealizm akımında makarnanın dayanılmaz hafifliğini merak etmiyorum dersem o lezzetli makarna soslarına ihanet olur.
_Ali Galip Sayılgan_