Taliban’a göre,  masum ve günahsız olmak için doğmamış olmak gerekiyormuş!

Peki bu Müslümanlık dünyasında bu türden sivri zekâ akıl tutulmasına yani bu kurala  ‘günahkarlığa’ kendileri de dahil mi?, bilinmez.

Erki elinde tutan idealist felsefeye hizmet eden dinsel her örgütlenme sözde kendi Tanrılarının dinini en iyi şekilde temsil ettiklerini iddia ederek  (elbette) kendilerini ‘günahkarlıktan’ muaf tutacaktır.

Unutmayın bütün boktan işler Tanrı adına yapılır.

Yukarıdaki başlığımıza gelecek olursak kendilerini Tanrı adına savaştıkları için, Tanrı adına bu düzeni sağladıkları için haliyle kendilerini günahsız sayacaklarıdır. Topluma dikte edecekleri bu öğreti ile baskı altında tutup zulüm uygulayacaklardır.

Hamuru gericilikle yoğrulmuş ilkel ve cahil insan motivasyonuyla oluşturulmak istenilen toplumsal düzende insan haklarıyla barışık güzel bir düzeni umuyor olmak bile eşyanın kendi tabiatına aykırılık yasasını ters yüz etmek gibi bir şeydir. İster istemez Taliban düzeninde baskı, şiddet ve katliam kaçınılmaz olacaktır.

Aslında en uç noktadan düşününce Afganistan da Taliban’ın iktidarı ele geçirmesine iyi oldu şeklinde baktığım anlar oluyor. Elbette bu yaklaşımıma itiraz edenler olacaktır, şurası bir gerçek ki; zaman zaman bende (kendi kendime) bu türden düşüncelerime itiraz ettiğim oluyor, bu çok normal.

Bazen bir insan başkalarının düşüncelerinden etkilenip düşünce geliştirmek istemiyorsa, kendi içinde olumlu olumsuz düşünceleri sentezlediği fırtınalardan kendine özgün sağlam düşünceler elde edebilir. Buradan yola çıkarak diyebilirim ki; Bir öğreti denenmeden tarih sahnesinden silinemez,  buna mukabil Taliban’da denenmeden tarih sahnesinden silinemez.

Muhalefette kaldığı sürece mitleştirdikleri düzene karşı  öğretileri her zaman güçlenecektir ve nitekim de Taliban yıllar boyunca Afganistan dağlarda gelişerek büyüdü. Ve şimdi muradına ermiş oldu. İktidarı tamamen ele geçirdi.

Toplumsal şekillenmeden dolayı halve gidişleri  birbirine (tıpkısının aynısı gibi)  benzemese de siyasal İslam’ın ipliğinin pazara çıkması açısından  kaçınılmaz olarak birbirine  benzeyecektir. Yaşayıp göreceğiz.

Çünkü bu süreci  bizler Türkiye’de yaşıyoruz. 18 yıldır iktidarda olan siyasal İslam’ın takiyecisi olan AK- Parti’nin, yaptığı hırsızlıklarıyla, ülkeyi göz göre göre soyduğu gibi her türlü karanlık yasadışı pis işleri,  nasıl birbir ipliği pazara çıkıyorsa Taliban’da benzer süreci kendi doğası gereği kaçınılmaz olarak  tekrar edecektir. İslam’ın tarihsel özelliği olan yağma ve talan diye bilinen ganimet ideolojisi modern çağda hırsızlığa övgünün kendisidir.

Aynı bu yazımızın başlığına konu olan Taliban’a göre ‘herkes günahkâr’ sivri zekalığı gibidir. Bir tek günahkâr olmayan kendileri olduğu için, hırsızlıkta bunun gibidir. Kendileri çalarlarsa mubahtır halktan biri çalarsa ya eli kesilir ya da kafası kesilir.

Asıl şimdi Afganistan kendi küllerinden ya yeniden doğacak ya da Taliban ile birlikte cehenneme daha çok odun taşıyarak yok olup gidecektir.

_Ali Galip Sayilgan_

TALİBAN’IN ÖLÇÜLERİNE GÖRE HERKES GÜNAHKAR