Bir ata sözümüz vardır ‘dam başında saksağan vur beline kazmayı’ diye, bu ata sözünü insan ister istemez düşünmeden edemiyor. Erdo pragmatizminin İsrail çıkışı yine zavallı saksağanın beline orantısız bir şekilde indirilen absürt kazmanın çelişkisiyle Erdo pragmatizminin felsefesinde sefaleti görürsünüz. Erdo
Toplumsal açıdan içselleşmiş ”kutsal sanılan inanç”…
Mesela hırsızlık yapmayı, insan öldürmeyi, tecavüz etmeyi, aklınıza gelebilecek her türü kötülüğü benimsemek gibi şeyleri neden yapmıyorsun nasıl olsa öbür dünya inancın yok seni engelleyen ne sorusuyla karşılaşabilirsin. Sanki öteki dünya inancı olanları bu öne sürülen ”gerekçe” engelliyormuş gibi ateizmle
Cehalet bazı toplumların kaderi mi?
Günümüzde dini siyasete alet eden bir güruhun toplumu sarmalına almasının nedenlerini düşünüyor olmak bu konuda sürdürülen, sürekli üstü örtülen zihin bulanıklığını aralamada sarf edilen değerli bir çaba olacağını düşünüyorum. Dini icat eden insan oğlu, icat ettiği şeye yabancılaşarak dinin hegomanyasının
Makarnacılığın tarihsel yazgısında sürrealizm nasıl şekillenir?
Seçimlere çok az bir zaman kaldı, Türk halkı bir kez daha makarnacılar karşısında yeni bir alicengiz oyununa gelecek mi doğrusu çok merak ediyorum. Aslında o kadar çok şey merak ediyorum ki bunları sırasıyla sıralasam her cümlemin sonunda mecburen ‘merak
TALİBAN’IN ÖLÇÜLERİNE GÖRE HERKES GÜNAHKAR
Taliban’a göre, masum ve günahsız olmak için doğmamış olmak gerekiyormuş! Peki bu Müslümanlık dünyasında bu türden sivri zekâ akıl tutulmasına yani bu kurala ‘günahkarlığa’ kendileri de dahil mi?, bilinmez. Erki elinde tutan idealist felsefeye hizmet eden dinsel her örgütlenme sözde
‘AŞI OLMAYANLAR YÜZÜNDEN RİSK ALTINDAYIZ’ DİYENLERE HÖST! DİYEBİLMEK…
Hava fena halde ağır, bağır bağırabildiğin kadar, bağırtın kuru gürültün kendi duyduğun kadardır. Kendi duyduğumuz kuru gürültümüz içinde propaganda içerikli dayatmaları çözümlemeye, başkalarını ikna etme yerine, kendi kendimizi ikna etmeye çalışmaktan aslında başka bir şey yapmıyoruz. Yukarıda resim formatında verdiğim
CUMHURBAŞKANI HAKKINDA ‘‘SAHTEKARLIK VE NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK GİBİ AĞIR SUÇLAMA’’ YAPANLARA KARŞI NEDEN SAĞIRLIĞI SEÇİYOR?
KENDİSİNİ ELEŞTİREN 68.000, 817 KİŞİYE HAKARET DAVASI AÇTIRAN TAYYİP ERDOĞAN, KENDİSİ HAKKINDA ‘‘SAHTEKARLIK VE NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK GİBİ AĞIR SUÇLAMA’’ YAPANLARA KARŞI NEDEN SAĞIRLIĞI SEÇİYOR? Cumhurbaşkanlığından tutunda, cumhurbaşkanlığı danışmanlarına varana kadar birçok devlet kurumlarını işgal etmiş AKP’li görevlilerin yanı sıra atadıkları
Yüzyılın deccalı ‘sosyal medya’ II
6 Şubat 2017 tarihinde ‘Yüz yılın deccalı ‘sosyal medya’ başlıklı uzun bir yazı yazmıştım. Sosyal medyanın gizli kapaklı kirli işleri olan diktatörleri nasıl rahatsız ettiğini anlatmıştım. 2017 yılında bu yazı için harcadığım emek boşuna olmadığını ‘‘Erdoğan’dan sosyal medya devlerine mesaj’’
Perşembe’nin gelişi
Şimdilerde basında son 15 ayda yapılan 57 anketin ortalaması, “Erdoğan ve Cumhur İttifakı gidici’’ (1) şeklinde yazılıp çiziliyor. Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir şeklinde bir öz deyişimiz var, bende Perşembe’nin gelişini 06.Eylül.2017 günü ”Hanedanlığın sonuna doğru’’ (2) başlıklı yazımı bir çarşamba
Korona virüsü’nü geliştirip…
PATENT NUMARASI: (EP 1 694 829 B1) Resmî açıklamalara bakarsanız güzel güzel anlatılan masallara inanıp itaat etme kültürünüzü geliştirirsiniz. Resmi yetkililerin her zaman doğruyu söylemedikleri halka yalan söyledikleri bilinen gerçeklerdir. İşte korona virüsü de bunlardan biridir. Sizin gözünüzün içine baka